Bizim kaderimizdi perşembeleri başka gün yok gibi hep aynı gün gördük birbirimizi…

Bir kitap düşünün ki hikâyesi hep aynı günde şekilleniyor dahası Perşembe günleri; perşembeye dönüşen Nehar’ın hayatında çok önemli bir yer tutuyor, Albatrosunu bulana dek...

Hayatınızdaki her şey için minnet duyun! Sahip olduklarınız birilerinin vazgeçtikleridir çünkü.

 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bir Albatrosun Perşembesi olmak, bunu yaşamayan birine nasıl anlatılabilirdi ki? Bir düşün peşinde yola çıkmak delilik olsa gerekti. Bana göre ise içimi boydan boya geçmek, gerçeği aramaktı. Nedenleri bulmaktı. Hayat dediğimiz karmaşada oradan oraya savrulma hakkını kaderin elinden olmak, belki de ona kafa tutmaya kalkmaktı. Bir düş kurmak, kurduğun düşte yaşamaktı. Kemanlar eşlik ediyordu. Buğulu sesin söylediği o şarkıda huzuru bulmaktı. Bu kasabada yeniden başlamak, koskoca yıl gelecek mektuba hazırlanmaktı. Yaşarken neleri anlatacağını hesaplamak, anıları mektuplar için saklamaktı. Göz kapaklarımın ardında seninle olmak, özlemlerinde kaybolmaktı. Elimdekilerle avunmak, rüzgârların sana selam yollamaktı.

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Daha fazlasını anlatmaya gücü yoktu benim de dinlemeye. İkimizde ağlıyorduk. Tüm yaralar açılmış, ortaya dökülüvermişti. Kanıyorduk. Ne yapacağını bilmeyen iki dost, iki can, iki sevdaydık sadece ya da kısacası kaybolmuş, kaybetmiş, yenilgiyi ruhuyla ödemiş iki küçük çocuktuk hepsi bu.
NEMRA TUNA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Kentleri terk etmek gibiydi insanları terk etmek. Yapman gereken çıkıp gitmekti sadece. Gidebilmek...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Hayatın durdurulamayacağını söyleyenlere gönül rahatlığıyla durabildiğini anlatırım. 'Nasıl?' diyeceksin ama ben sana bu sorunun cevabını söylemeyeceğim. Şunu düşün sadece, 'Hayatta her şey ondan koparabildiğin kadardır ancak...'

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi 4.Mektup

Mucizelere inandığın sürece karşına çıkacaklardır," derdi büyükbabam. Öyle miydi gerçekten, inanmakla mı başlardı her şey. Salt inançla barış edilebilir miydi? Peki, eldekileri vedaları, ahları, hayal kırıklıklarını, ayrılıkları, tüm yaşanmışlıkları ne yapmak lazımdı?
Unutmak,
Anımsamak,
Belki de sadece taşımak...
NEMRA TUNA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Hak vermeni ummuyor, beklemiyorum... Sadece ardımda nedenler kalmasın istiyorum. Daha fazla yok sayma babanı ve öldüğüm gün benimle birlikte nedenleri de göm ki yoluna eksiksiz devam edebil. Hayatta ardında bıraktıklarına dikkat et evlat, çünkü dönüp onlara bakarken tökezler belki düşersin, düştüğünde incinir belki kanarsın, kanadığında durmak zorunda kalır belki de yoluna devam edemezsin. İşte oğlum ben yıllardır içindeki kanamayı durduramamış bir adamım ve durdurabilecek tek insan sensin.
"Nasıl?" dediğini duyar gibiyim. Bunun için biraz daha sabretmen gerekiyor. Hiç açılmamış zarfları açman ve hiç okunmamış mektupları okuman gerekiyor. Okuduktan sonra sahibine götürmen, "Sen hiç hayatına mektup yazdın mı?" diye sorman gerekiyor. Babam yazdı demeni diliyorum...
Hayatındaki her şey için minnet duy oğlum! Sahip olduklarımız birilerinin vazgeçtikleridir çünkü.
N.B.BORA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bizim kaderimizdi perşembeleri… Başka gün yok gibi hep ayni gün gördük birbirimizi.
 
 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi - 1.Mektup

 

Bugün senin için yüreğime bir dilek ağacı diktim. O köklenip budaklandıkça, dallarına dileklerimi asacağım. Haber kuşları gelip kulağıma fısıldayacak sen dolu hikâyeleri. Bense o dalların gölgesinde seni bekliyor olacağım. Düne dair ne varsa gövdesine işleyip gelecek günlerin mutlu düşleriyle, tüm perşembelerle bir de içimdeki bitmeyen özlemlerle sulayacağım onu.
Dilek ağacımın adını sen koydum Anlamlarını yitirmiş bir adamdım ben. Sen bu enkazdan beni çıkarıp bilinmezlikle öğüttün. Düşünmemi sağladın. Yaşamamı. Düşlemeyi öğrettin, dilek tutmayı. Gülümsemenin kıymetini, kaybın hüznünde erittin. Beni benden çoğaltıp yeni bir Ben'e dönüştürmeye başladın…
Minnettarım...

N.B.BORA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Aynı kelime gibiydik biz seninle.

Hangi kelime olduğumuzun da a önemi yoktu üstelik.
 
 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bir Albatros kadar âşık ama onun kadar yalnız hiç kimse olamaz herhalde. Neden mi? Albatros yaşadığı coğrafyadan kaynaklı olsa gerek, Güney Okyanusunun insandan ırak, fırtınaların içinde boğulduğu soğuk diyarlarında yaşar da ondan. Kutup Hattını geçen denizcilerin de bildiği gibi ötesi dünyanın en çetin rüzgârlarının okyanus dalgalarıyla ettiği kavgaya şahit olur. Ve rivayet edilir ki Albatros işte bu kavgadan doğmuştur. Rüzgâr ile Dalganın çocuğu gibidir adeta. Kanat çırpmadan, hiç konmadan dalgaların sırtında yol alması, bir çocuğun anasının koynunda o nereye giderse gitmesi gibidir aslında. Ve en erken beş koca yıl sonra döner doğduğu topraklara çünkü ibre aşkı göstermiştir.
 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Albatros bir defa âşık olmak hakkına sahiptir. İçindeki uzaklara rağmen ömrünün yarısını sevdiğinin yanında geçirir. Diğer yarısında öteki sevdası çağırır onu. Okyanusu...

Kıyı yuvadır, okyanus aşk. Kıyı sevdiğiyle olmak yeridir, okyanus özgürlük. Albatros için kıyı perşembedir, okyanus diğer günler. Kıyı yavrusunu geride bıraktığı yerdir, okyanus sevdasını. Kıyı özlemdir, okyanus kavuşmak. Kıyı vatandır, okyanus ait olduğu yer. Kısacası Albatros soğuk okyanusun yalnız yavrusu, kıyıların hasretliği, rüzgârların yoldaşı, fırtınanın bağrıdır.

NEMRA TUNA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

“İçimdeki denizler her kabardığında tüm dalgalarımın sana varmasını diliyorum.”

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

28 EKİM 2010
Oğlum Rahenim,
 
Nereden başlayacağımı bilmediğimi itiraf etmek ne kadar zormuş meğer çünkü bu belki de yüzüncü kez yazmaya koyulduğum ve az sonra yırtacağım satırlardan biri...
Çevremi saran topaklanıp atılmış kâğıt yığınlarına benziyorum. Hayatın avucunun içinde buruşturup Albatrosa attığı yaşlı bir adamım iste. Öleceğim günü bekliyorum.
 
N.B.BORA

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Seni düşlerken yaşamayı öğrendiğim haftanın diğer günlerinden başkaydı perşembeleri.
Çünkü perşembe demek, sen demekti.
Seni görebilmekti.
Düşler yetmediğinde Perşembe sığınaktı, sığınmaktı.
Senin geceyi giyinmiş gözlerinde kendimi bulmaktı.
Seninle olmaktı. Kokunda kaybolmaktı.
 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bugün kendime kırmızı bir kazak aldım. Üstelik kırmızı renginden nefret ederim.
Bunu neden yaptığımı inan ben de bilmiyorum.
Sadece yapmak istedim... Yapabiliyorken.

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Ah bu sessizlik! Ah bu kimsesizlik! Nasıl da insanın iliğine işler bilir misin? Nasıl da içine katık olur çıkmamacasına...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Ah be Albatros, neredesin?

Senden uzakta geçen her yıl, her ay, her an aslında kafamda yarattığım o kadına dönüşen bir düşün içinde kaybolduğumu biliyorum. Zaman zaman koruyucu meleğim, zaman zamansa en azılı düşmanım oluyorsun ve ben seninle ne yapacağımı bilmiyorum.

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Kırık cümlelerin kırık bir kalpten daha çok acıttığını bir Perşembe günü anlayacaktım. O güne dek beklemek gerekti. Sabretmek. İçimdekileri derlemek, toplamak yerlerine yerleştirmek...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bugünü kendimle baş başa geçirdikten sonra bir ömür koşturmaktansa hakkını vererek yaşanmış tek bir güne sahipliğin daha kıymetli olduğunu fark ettim.

Ne kadar uzun yaşadığımız değil, o günleri, o ayları, o yılları nasıl yaşadığımızdı önemli olan. Yolun sonuna geldiğimizde “Yaşadım,” diyebilmek. Diyebilenler ne şanslı...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Sahip olduklarımız birilerinin vazgeçtikleridir Bunu sakın unutma!
 

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bugün sokaklarda yürüdüm. Tanımadığım yüzlerde yaşamı aradım ama bulamadım.
Herkes yorgun, her sima mutsuz, her biri acele ediyordu.
"Nereye koşuyorsunuz?" diye sormak isterdim. "Belki bu sizin son gününüz... Düşündünüz mü hiç?"

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bugün gözlerimi kapattım ve dinledim sadece. Trafiği, insanları, doğayı, parkta koşturan çocukları, simitçiyi, bisiklete binen adamı, yanımdan geçen kadını... Ve içime doldurdum; denizden yayılan tuz kokusuna karışan hayatı... Biliyor musun ben bugün yaşadım...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bir ten diğerine değmedikçe ne yürek susardı, ne su durulur, ne acı geçerdi ne sebep bulunur.
Elde başıboş keşkeler öylece kalırdı. Yaşayamadıklarına inat...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Bugün tüm düşünceleri bir kenara bıraktım. Nice zamandan sonra deniz kıyısındaki balıkçılara uğradım. En son üniversitenin ilk yılını yanlarında geçirdiğim eski dostlarla güzel bir öğle sonrası geçirdim. Uzun uzun onları izledim... Ne tuhaftır ki mutluydular. Hayatın koşturmacasının hemen dışında kalmış gibi, denizin, güzün ve yaşamın tadını çıkarıyorlardı. İmrendim...

Leylâ YILDIRIM Albatrosun Perşembesi

Kategori: Kitapların İçinde Yolculuk

Etiketler: Albatrosun Perşembesi, Leyla YILDIRIM, GiTa, Leyla

Tarih: Cuma, Mart 17, 2017

coverSlide-img
,
,
,
coverSlide-img
,
,
,
,
coverSlideRight-img
,
,
,
,
,
coverSlide-img
,
,
,
,
coverSlide-img
,
,
,
,
coverSlideRight-img
,
,
,
coverSlide-img
,